2 Temmuz 2013 Salı

Kadın ve erkeğin tokalaşması caizmidir

Kadınlarla tokalaşmanın hükmü nedir sorusuna verilen cevaptır 
soruya verilecek cevap aşağıdaki çerçevede olacaktır 


GİRİŞ : 
(TAHRİRU MAHALLİ'N NİZA - HÜKMÜNÜ İNCELEYECEĞİMİZ KONUNUN ÇERÇEVESİ NEDİR ;
-akil -baliğ , hür ve mükelleflik şartları üzerinde oluşmuş ,istedikleri takdirde şer i açıdan evlenmeleri caiz olan müslüman erkekle müslüman bir kadının tokalaşmak suretiyle selamlaşmaları konusudur.
bunun da temeli kadının erkeğe , erkeğin kadına dokunması, ten temasıdır.

sinni iyas (ilerlemiş yaşları) sebebiyle adetten kesilmiş kadınlar , yaşlılıktan dolayı şehvet duydusunu kaybetmiş mükellefler , cariye ya da köle durumu olanlar (esirler, savaş tutukluları, hapishanedekiler,kaçırılarak bir yerde alıkonulanlar) hür olmayanlar , zaruret şartları oluşmuş bir durumda bulunupta tokalaşmak veya dokunmak özel durumlarında kalanlar tartışma dışıdır. 
bu konuların herbirinin islam fıkhında kendine özgü ek hükümleri vardır. 

1-TOKALAŞMA (MUSAFAHA) NEDİR : elin iç kısımlarının birbirine değdirilmesi suretiyle selamlaşmaktır. 
2-YABANCI KADIN KİMDİR : bir erkeğin evlenmesinin caiz olduğu buluğa ermiş kadındır.
3-İSLAM FUKAHASININ YABANCI KADINLA TOKALAŞMANIN HÜKMÜ HAKKINDAKİ FETVALARI : başta 4 mezhebin fukahası olmak üzere islam alimleri tadınla erkeğin tokalaşmak suretiyle selamlaşmalarının helal olmadığında ittifak etmişlerdir.
İslam fukahası nın tamamı yabancı kadınlarla tokalşmanın haram olduğunda ittifak etmişlerdir. 
( detayı gelecek)
4-CEVAZ VERENLER KİMLERDİR. : türkiyeden hayreddin karaman hoca ve ona uyanlar , hizbut tahrir örgütünün kurucusu takıyyuddin en nebhani 
5-KADINLARLA TOKALAŞMANIN HARAMLIĞININ DELİLLERİ NELERDİR 
( detayı gelecek)

6- KADINLARLA TOKALAŞMANIN CAİZ OLDUĞUNU SÖYLEYENLERİN DELİLLERİ NELERDİR 

söylenecek söz şudur 
üç açıdan kadınlarla tokalaşmak caiz değil ve haramdır. 
konu hakkında açık yasaklama ifade eden hadislerin sahih olması ve bunun gereği olarak tokalaşmanın haramlığı .
-peygamberimizin yabancı kadınlarla hiç tokalaşmamış olması ve tokalaşmayacağını söylemesi ve bunun delaletiyle kadınlarla tokalşmanın haram olması 
-islam fukahasının ve 4 büyük mezhep ulemasının yabancı kadınla tokalaşmanın haramlığında ittifak etmiş olmaları ve bunun bugüne kadar hiçbir islam aliminin tadınlarla tokalaşmaya cevaz vermemesinin manası , cevaz verenlerin şaz bir görüş ortaya attıklarına delil oluşu dur

5-KADINLARLA TOKALAŞMANIN HARAMLIĞININ DELİLLERİ NELERDİR 
(bölümün detayı aşağıdadır)
A -KONU HAKKINDA AÇIK YASAKLAMA İFADE EDEN HADİSLER 

1. DELİL ukeyle bint Ubeyd hadisi : 
peygamberimiz , kadınların ellerine dokunmam , buyurdular .
-el elbani , sahih el camiis sağir II. 1205 h n o 7177

2. DELİL : ma’kal b. Yesar hadisi : 
sizden birinizin kendisine dokunmasının helal olmadığı bir kadına dokunmasından sa başına demirden bir tarakla vurulması yeğdir. 
el elbani , sahih el camiis sağir II. 1205 7177 ayrıca bkz. Et terğib vet terhib II. 39 s.
3. DELİL : ebu hureyre hadisi :
adem oğluna zinadan nasibi mutlaka ulaşacaktır. Gözlerin zinası harama bakmaktır. Kulakların zinası haram olan şeyleri dinlemektir. Dilin zinası haram olanla konuşmaktır. Elin zinası ise dokunmak temas etmektir. Ayakların zinası haram a laşmak için yürümektir. Kalp te harama heves olur ve heveslendiğini yapmak ister . vucud ise ya şehvete tabi olup heveslendiği şeyi gerçekleştiri ya da bundan uzak durur yapmaz –ya da yapamaz.
Hadis değişik lafızlarla buhari ve müslimde rivayet edilmiştir. Müslim rivayeti için bkz. En nevevi , şerh sahih Müslim , XVI. 205 vd. ; buharideki rivayet ve manası için bkz. İbn hacer el askalani , fethul bari XI.504 
ayrıca bkz. ahmed b. Hanbel el müsned , II.349 ; el ıraki, tarhut tesrib VIII.21 

4. DELİL : peygamberimiz bir gereklilik olmadıkça yabancı kadına bakmayı yasaklamıştır. Bu çerçevede her bakılması haram olan kadına dokunulması da haramdır.
cerir b abdillah hadisi ;
efendimize bir anlık bakmayı sordum , hemen bakışını oradan ayır buyurdular. En nevevi , şerh sahih Müslim XIV. 139 s. 
ali b. Ebi talip hadisi 
ey ali yabancı kadınlara bakılmaz. Bir bakışın ardı sıra ikinci bir bakışla onlara bakmamalısın. Birinci bakış da günah yazılmazsa da peşi sıra olan bakışa yazılır. 
Ebu davud , es sünen , II.246 ; et tirmizi es sünen , V.101 ; ahmed b. Hanbel el müsned , V. 353 ; el hakim el müstedrek III. 194 

5. DELİL : umeyme bint rukayka hadisi 
umeyme bint rukayka bir kadın grubuyla efendimize beyat etmeye gelmiş ve Allah şirk koşmamak , hırsızlık yapmamak , zina etmemek, çocuklarını açlık korkusuyla öldürmemek ,iftira da hiçbir surette bulunmamak , ve Allah rasulune emirlerinde itaat etmek üzerine beyat etmiş sonrasındada efendimiz gücünüz vettiğince inşallah demiş erkeklerde olduğu gibi musafahalaşarak beyat etmek istemişler ama efendimiz ben kadınlarla musafahalaşmam buyurmuşlardır. 
et tirmizi bu rivayete hasen –sahih derecesindedir hükmünü vermiştir.
Et tirmizi es sünen IV. 152 s. 
ib kesir bu rivayete sahihtir dmeiştir. İbn kesir tefsir el kuranil azim IV.352 s. 
bu hadis hakkında bkz. İbn abdurrezzak el musannef VII.6s. h no 9826 
hadisin tokalşmanın caiz olmamaısna delil olma vechi : 
beyat ederken erkeklerle tokalaşıldığı gibi caiz olsaydı kadınlarla da tokalaşırdı.
kadınlarla musafahalaşmam sözü nü beyatleşme ritüelinde kadınalrla tokalaşmaya gerek yoktur , ama başka zamanlarda tokalaşılabilir manasında söylememiştir. Ben kadınlarla tokalaşmam sözü tokalaşmanın caiz olmamaıs sebebiyledir. Bunu efendimizin hayatı boyunca hiçbir yabancı kadınla tokalaşmamaış olması da ayrıca isbat eder. 

B-PEYGAMBERİMİZİN YABANCI KADINLARLA HİÇ TOKALAŞMAMIŞ OLMASI VE TOKALAŞMAYACAĞINI SÖYLEMESİ VE BUNUN SABİT OLUŞU 

1. DELİL : Abdullah b. Amr b. El as hadisi 
peygamberimiz kadınlarla beyat ederken tokalaşmazdı. 
ahmed b. Hanbel , el müsned , II. 213 s. ; İmam el munavi bu hadisin senedinin hasen derecesinde olduğunu ifade eder. El munavi , feydul kadir V. 186 s. 
2. DELİL : nehye bint Abdullah el bekriye hadisi :
peygamberimizi ziyarete bababmla birlikte gittik. Peygamberimiz erkeklerle beyatleştiğinde onlarla tokalaştı kadınlarla beyatleştiğinde onlarla tokalaşmadı 
Bkz. telhis el habir IV. 169 s. 

3.DELİL : esma bint yezid hadisi ; 
ben kadınlarla tokalaşmam, buyurmuşlardır. 
Bak. İbn hacer , fethul bari XIII. 204 ; karşılaştırın ; ibn hacer , el isabe IV.235 
imam malik , el muvatta 1842 ; ibn mace es sünen 2874 
4. DELİL : asrı saadette medineye hicret eden mümin kadınlar Allah tealanın emriyle peygamberimiz tarafından imtihan ediliyorlardı. Bu imtihan efendimiz tafaından kendilerine niçin hicret ettiklerine dair soru sorulması şeklindeydi . sadece Allah ve rasulunun emrine uymak için hicret ettiklerini ikrar edenler imtihanı doğru cevaplamış oluyorlardı. Bu doğru cevab üzerine efendimiz de onlarla Allaha ve rusulunu emirlerine uymak çerçevesinde beyatleşiyordu. Bu beyatleşmede esas olan iman sahibi olduğundan dolayı medineye hicret eden kadınların Allah ve rasulunun emirlerine kayıtsız şartsız itaat edeceklerine dair sözlü ifadede bulunmalarıydı. 
efendimiz bunu ifade edenlere tamam sizinle bu konuda beyatleştik buyururlardı. Bu beyatleşmelerde efendimizin eli asla bir kadın eline değmemişti. 
(ayet :  يَاأَيُّهَا الَّذِينَ ءَامَنُوا إِذَا جَاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّ…) el mümtehine 10 
bu ayetin tefsiri için; el kurtubi , ahkamul kuran XVIII. 62 s. ; bu konudaki buhari nin rivayeti için fethul bari şerh sahih el buhari , XI. 345 vd. ; en nevevi , şerh sahih Müslim XIII.10 s. Müracaat edilebilir. )

5. DELİL ; Aişe ra hadisi 
peygamberimizin eli yabancı bir kadının eline hiç değmemiştir. 
Efendimiz hz iaşenin de ifade ettiği üzere bu beyatlerde hiçbir surette hiçbir kadınla tokalaşmamış elini kadınların ellerine değdirmemiştir. Kadınlardan aldığı Beyatleri sözle almıştır. 
-fethul bari şerh sahih el buhari , X. 261 s. ; En nevevi , şerh sahih Müslim XIII. 10 
Ayrıca bakınız el elbani , sahih sünen ibn mace h no 2324.

C-İSLAM FUKAHASININ VE 4 BÜYÜK MEZHEP ULEMASININ YABANCI KADINLA TOKALAŞMANIN HARAMLIĞINDA İTTİFAK ETMİŞ OLMALARI

C-İSLAM FUKAHASININ VE 4 BÜYÜK MEZHEP ULEMASININ YABANCI KADINLA TOKALAŞMANIN HARAMLIĞINDA İTTİFAK ETMİŞ OLMALARI 
1- Hanefi mezhebi fukahasının fetvaları : 

-şehvetten emin olunsa bile yabancı kadının yüz ve ellerine dokunulması helal olmaz. (El merginani , el hidaye , VIII. 460 - el hidaye mam tekmilet şerh feth el kadir ). 
-yabancı kadına dokunmak kadın gençse ,şehvetle olsun şehvetsişz olsun haramdır. Kadın yaşlıysa şehvetten emin olunuyorsa onunla tokalaşmak caiz olabilir. Kadının ya da erkeğin şehvet duyma ihtimali varsa cevaz durumu ortadan kalkar.(Es semerkandi, tuhfetul fukaha III:334 s.)
-yabancı kadının ancak el ve yüzüne bakılabilir . tabii şehvetten emin olmak şartıyla . şehvet oluşma durumu varsa , bu ancak mahkeme hakimi , şahidler vs için caiz olur. Ama bunların bile kadına dokunmaları caiz değildir. Şehvetten emin olunması durumu olsa bile . (El ihtiyar li ta lil el muhtar , IV. 156 s. )
-kadının yüzüne ya da eline şehvetten emin olunsa bile dokunulması helal olmaz. (haşiyet ibn Abidin VI. 367)
-eline ya da yüzüne dokunulması şehvetten eman durumu olsa bile caiz değildir. (ez zeylai , tebyinul hakayik VI.18)
Ele ve yüze dokunulmasına gelince bu iki uzva dokunulması helal olmaz. (el kasani el kasani bedaius sanai VI .2959)
not : 
la yehillu ifadei ni helal olmaz diye tercüme ettim . ama fıkıhta helal olmaz demek , haramdır demektir. helalin zıddı haramdır.

( hanefi mezhebi dışındaki mezheplerin fetvalarının sadece kaynakları ve sayfalarını vereceğim . )

-Maliki fukahasının fetvaları 
el kurtubi ahkamul kuran IV. 1791 ; arıdat el ahvazi VII. 95 ; el munteka şerhul muvatta ; VII. 308 

-Şafii mezhebi kaynakları 
en nevevi el ezkar , 228 s. ; ibn hacer fethul bari XVI. 330 s.

-Hanbelilerin fetvaları için 
menarus sebil II.142 ;

6- KADINLARLA TOKALAŞMANIN CAİZ OLDUĞUNU SÖYLEYENLERİ DELİLLERİ NELERDİR 
(hayreddin karaman hoca ve takiyyuddin en nebhani ve onlara uyanlar kadın erkek tokalaşmasına cevaz vermektedirler .
hayreddin karaman ın görüşleri ve delilleri için bkz. 
http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00203.htm
nebhani nin bu görüşünü ifade ettiği kaynak için bkz. en nizam el ictimai fil islam s. 35 )

1-"Allah Rasulü (s.a.) kadınlarla musafaha yapılmasını haram kılmıştır denilmektedir ama . Peygamberimizin bunu haram kıldığına dair hadis yoktur. 
2-"Erkek, kendisiyle evlenmesi caiz olan bir kadınla tokalaşırsa, ahirette avucunun içine kızgın demir/cıva eriyiği konarak cezalandırılacağı"nı ifade eden söz hadis değildir, uydurmadır. 
3-Peygamberimizin, kadınlarla -bey'at yaparken- el ele tutmadığı şeklinde bir bilgimiz var. Bu, haram kıldığını göstermez; başka delillere ihtiyaç vardır. 
4-Peygamberimizin ve sahabenin yaşlı kadınlarla musafaha (tokalaşma) yaptıkları biliniyor 
5-Fıkıhçılar "kadınla erkeğin musafahası" konusunu "kıyas" ile hükme bağlamışlar şehvetin sözkonusu olmadığı durumlarda ele dokunmak (musafaha) caiz olmaldır. 
6- Esasen Kur'an'da veya Sünnet kaynağında açıklanmış böyle bir gerekçenin bulunmadığını, bunu fıkıhçıların kendi ictihadlarına (yorumlarına) dayanarak söylediklerini yukarda zikrettik
7- özellikle yabancı kadınlar ellerini uzattıklarında Müslüman erkekler karşı tarafın imanına, din duyusuna zarar vermemek için musafaha yapmalıdırlar


KADINLARLA TOKALAŞMANIN CAİZ OLDUĞUNU SÖYLEYENLERİN DELİLLERİNİN KRİTİĞİ 

iddia 1-
"Allah Rasulü (s.a.) kadınlarla musafaha yapılmasını haram kılmıştır denilmektedir ama . Peygamberimizin bunu haram kıldığına dair hadis yoktur. 

kritik : 
-KADINLARLA TOKALAŞMAK efendimiz tarafından men edilmiş , elin zinası olarak nitelenmiş, hiçbir suretle de yapılmamış, özellikle uzak durulmuş bir fiildir. Bu caiz olsa , haram olmasa efendimiz bundan şiddetle sakınmaz ve ömrü boyunca uzak durmazdı. 
-efendimiz yukarıda kaynaklarıyla alıntıladığımız hadis rivayetlerinde, defalarca ortam oluşmasına rağmen kadınlarla tokalaşmamış, ''bizimle tokalaşarak beyat etmemeyecekmisin'' diye tokalaşmak taleb edilmesine rağmen, ''ben kadınlarla tokalaşmam'' , buyurmuştur. Bu davranışa muhalafet eden hiçbir sahabi yoktur. Bu ise kadınlarla tokalaşmanın hükmünü beyan eden açık bir delildir. 
-açıkça tokalaşmaya davet edilmişken ,bundan geri durup tokalaşmaması ; peygamberimizin bunu haram kıldığına dair delil yoktur , şeklindeki nitelemeyi çürütür. 

iddia 2;
-"Erkek, kendisiyle evlenmesi caiz olan bir kadınla tokalaşırsa, ahirette avucunun içine kızgın demir/cıva eriyiği konarak cezalandırılacağı"nı ifade eden söz hadis değildir, uydurmadır. 

kritik : 
bu rivayeti şurunbilali konuyla alakalı olarak nakletmişse de imam ez zeylai hadisi bu şekilde bulamadım demiş aynı şekilde ibn hacer el askalani bulamadım demiştir. 
- ''kadınlarla tokalaşmak caizdir ''demek için bir aslı olmayan ya da bulunamayan rivayete dayanarak bu rivayet asılsızdır, o halde onun üzerine bina edilen hükümde asılsız olur demek ; cevaz verenlerin delillendirmelerindeki ciddiyetsizliğe delil olsa gerektir. 
-eline cıva eriyiği konur... , şeklindeki tercümesi de gayet ilginçtir. 
-ma’kal b. Yesar hadisi ,( ''sizden birinizin kendisine dokunmasının helal olmadığı bir kadına dokunmasındansa başına demirden bir tarakla vurulması yeğdir'', ) sahihtir. Acaba ondan niye sarfı nazar edilmiştir. 
. Elin zinası ise dokunmak temas etmektir. Ebu hureyre hadisi sahihdir. acaba niçin dikkate alınmamıştır. 

iddia 3;
-Peygamberimizin, kadınlarla -bey'at yaparken- el ele tutmadığı şeklinde bir bilgimiz var. Bu, haram kıldığını göstermez; başka delillere ihtiyaç vardır. 

kritik :
-''peygamber size ne getirdiyse onu alın nelerden sakındırdıysa ondan uzak durun ''ayeti ;
sebebiyle efendimizin ömür boyu uzak durmuş olduğu bir fiil , tokalaşma davetini geri çevirmesi, elin zinası kadının tenine değmektir demesi, sizden birinizin kendisine dokunmasının helal olmadığı bir kadına dokunmasındansa başına demirden bir tarakla vurulması yeğdir , demesi karşısında başka bir delil aramak durumunda olan insanın fetvası ihtiyatla karşılanmayı gerektirir. 
-mesele, -haramdır diyebilmek için konu hakkında apaçık hüküm ifade eden nas gerekir- meselesi olsaydı , bu tereddütün usulu fıkıh açısından bir vechi olabilirdi. 
Ama böyle bir tereddüt izhar edip, akabindede mahzurlu olduğuna dair onca subut bulmuş hadis varken ''caizdir'' hükmüne varılınca , bunun yaşadığı toplumdaki dinle ve değerleriyle kendilerini kayıtlamayan şahısların hassasiyetlerini dikkate almaktan kaynaklanan bir kasıtlı hata , ve kompleksin sonucu olduğu izlenimi insanda uyanmaktadır. 

iddia 4:
-Peygamberimizin ve sahabenin yaşlı kadınlarla musafaha (tokalaşma) yaptıkları biliniyor .

Kritik :
böyle bir delillendirme yapmak ''tartışma zemininin dışına çıkmak'' olacaktır. ve kıyaslama hatalıdır. 
yaşlı hanımlar ''iyas yaşı''na ulaşmış kadınlardır. Onların hakkındaki kolaylıklar sabittir. 
bizim ,üzerinde tartıştığımız mesele ise ; şehvet duyulsa da duyulmasa da akil baliğ bir erkeğin, akil baliğ bir kadınla tokalaşmasına cevaz verilmesi meselesidir.

iddia 5:
-Fıkıhçılar "kadınla erkeğin musafahası" konusunu "kıyas" ile hükme bağlamışlar şehvetin sözkonusu olmadığı durumlarda ele dokunmak (musafaha) caiz olmaldır. 

Kritik : 
bu delillendirme de b,g,n,n medeni hayat normlarına göre yaşayanlara , islamı güzel gösterme endişesinin ürünüdür. 
-Fıkıhçıların bu hükmü kıyasla söylemiş olmaları da nedir . ortada açık bir uyarı , ve efendimizin asla yapmayıp şiddetle kaçındığı bir fiil vardır. Ve efendimizin şiddetle kaçınması usul u fıkıh kuralları açısından tahrim , haramlık karinelerindendir. ayeti kerimede ''zinaya yaklaşmayın'' el isra 32 buyurulmuştur. bu zina etmeyin denilmesinden daha keskin ve hikmetli bir yasaklamadır. ayet zinaya götürecek ameel ve konumlarda bulunmaktan ve yapmaktan men içermektedir. tokalaşmanın yasaklanması da bu çerçeve de mütalaa edilmelidir. 

iddia 6:
- Esasen Kur'an'da veya Sünnet kaynağında açıklanmış böyle bir gerekçenin bulunmadığını, bunu fıkıhçıların kendi ictihadlarına (yorumlarına) dayanarak söylediklerini yukarda zikrettik.

kritik :
bir konuda bir delil olarak öne sürülen verinin butlanından iddianın isbatı da butlanı da gerekmez. Bu tür durumlarda diğer delillere bakılır. Ama konu hakkında başka delil yokmuş gibi zayıf olduğu vehmedilen delillendirmenin üzerine asrı saadetten bu güne Müslümanların amel edegeldikleri yabancı kadınla tokalaşmaktan kaçınmak ameli reddedilmekte , laik bakış açısı paralelinde bir kadın erkek ilişkisi hukukuna yol ve imkan aranmaktadır. 

iddia 7:
- özellikle yabancı kadınlar ellerini uzattıklarında Müslüman erkekler karşı tarafın imanına, din duyusuna zarar vermemek için musafaha yapmalıdırlar 

kritik : 
Müslüman erkekler Müslüman kadınlarla tokalaşmasın manası da çıkabilecek bir söz ne derece ilmidir. 
gayri Müslim olan ya da dindar olmayan kadınlarla tokalaşın tavsiyesinde bulunma manasına gelen ne hazin bir söz.


 ek 
genç kadın ve genç erkek şehvet duymadan tokalaşsalar buna mani bir dini nas yoktur şeklindeki cevaz verenlerin delillendirmesinin eleştirisi için şu örneğin ironisi sizler için epeyce aydınlatıcı olacaktır 

genç bir kadınla genç bir erkek dans eedecek olsalar , dans türü de halk oyunu olsa, sadece arada bir erkekle kadın el ayalarını birbirlerine değdirerek ya da vurararak karşılıklı ya da yan yana dans etseler, bu dans da okuldaki eğitsel ve tercihli olarak katılınan bir ders gereği olsa ;
bu kadınla bu erkeğin ellerini birbirlerine değdirmeleri caiz olurmu ? 
-bu soruya cevaz verenlerin , - caizdir çünkü peygamberimizden açık bir yasaklama yok sözlerini ve diğer delillendirmelerini uygulasak ; cevabın vehameti ortaya çıkar. 
-kadın erkek tokalaşmasında zaruretten bahsedilemez. Efendimiz kesinkes yasaklamadı da denilemez. 
-birbirleriyle evlenmeleri caiz olan kadın ve erkekler birbiriyle oynayabilirler ama oynaşamazlar denilemez. Halk oyunu oynarlar ama bu oyunda sadece ellerini değdirebilirler denilemez. Halk oyunu olabilir ama tango vs oynayamazlar denilemez. 
-ellerini birbirlerine değdirmeleri gereken bir oyun oynayabilirler ama tesettüre riayet etmeliler denilse ne kadar komik olursa , şehvet duymamaları şartıyla tokalaşmalarına bir engel nas bilinmemektedir demek te o kadar komik olacaktır.


PEYGAMBERİMİZİN İDRARI TEBERRÜKEN İÇİLİR Mİ ?

SORU : PEYGAMBERİMİZİN İDRARI TEBERRÜKEN İÇİLİRMİ ? 
MEHMET b. ; EY YEŞİL SARIKLI ULU HOCALAR..!
İzleyince boğazımda kocaman bir yumruk düğümlendi. Peygambere ve Sahabeye iftira eden, din diye, hadis diye hurafe pazarlayan bu sapıkların ve şeytanın şerrinden Allah'a sığınıyorum.
Elinde daha nice yakası açılmamış yalanlar ve iftiralar varmış; gece gündüz çalışıp onları da yazacakmış.Yazıklar olsun! 
Bu videosunda Peygamber'in idrarını içen sahabenin cehennem ateşinden azad olduğu yalanını uyduruyor. Bir başka videosunda da idrardan sakınmayanların kabir azabı ile inim inim inleyeceğini söylüyor.
Ey sarıklı, sakallı, cübbeli hocalar Bu mu din, bu mu İslam?

CEVAP 1 ; 
cübbeli nin söylemleri çoğu kere günümüz aydın ve birikimli müslümanlarına aykırı ve ters geliyor. seni anlıyorum ve hak da veriyorum .
insanlara hitab edecek adamın onların kafa yapılarına vakıf olması gerekir yoksa onlara hitap edemez. cübbeli ise 200 yıl geride bir yerden gelen bir adam.



Mehmet B.
http://www.izliyom1.com/cubbeli-sahabeler-peygamberin-kanini-idrarini-iciyordu.html
Sevgili Önder,
1) "cübbeli nin söylemleri çoğu kere günümüz aydın ve birikimli müslümanlarına aykırı ve ters geliyor. seni anlıyorum ve hak da veriyorum . insanlara hitab edecek adamın onların kafa yapılarına vakıf olması gerekir yoksa onlara hitap edemez. cübbeli ise 200 yıl geride bir yerden gelen bir adam." 
CEVAP: Cübbelinin Allah, Peygamber, Din, Kur'an adına dayandığı uyduruk kaynakları sorgulamak yerine suçu sadece cübbelinin söylemlerinde aramana şaşırdım. Bu cümlenden şöyle bir anlam çıkartıyorum: 'aslında cübbelinin söyledikleri şeyler doğru ve gerçek, ama söylemleri günümüzün aydın/birikimli müslümanlarının anlayacağı tarzda ifade edemiyor.' Cübbeli 200 yıl geriden geliyor olsa bile dayandığı Allah'a ve Peygamberine yalan ve iftiralarla dolu adına "hadis" dedikleri kaynaklar BİN YIL GERİDEN GELİYOR.
2) "sidik ve kan konusunda eksik bilgin var ki böyle dümdüz konuşuyorsun. ama burası şimdi yeri de değil vakti de ... sana cübbelinin yanlış anlayıp anlattığı şeyleri n doğrusunu anlatmak lazım o zaman susarsın ..." 
CEVAP: Allah Rasulünü sidik, kan, dışkı, ter üzerinden güya yüceltmeye çalışan "şeytanın varisleri", aslında Allah'a ve Rasulüne en büyük yalanı ve iftirayı atıyorlar. Yüce Allah kitabında Rasulüne: 
"De ki: Ben sadece sizin gibi bir insanım..." (Fussilet-6) buyuruyor. Şeytanın varisleri ise "hayır o bizim gibi bir beşer değildi, teri, kanı, idrarı, dışkısı mübarek idi, içeni cennete götürürdü" gibi şeytani bir iftirada bulunuyorlar. Müritleri, mukallitleri de onların artıklarını yemek, içmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Aslında Peygamber adını kullanarak, kendi firavun nefislerini ilahlaştırıyorlar. 

3) "-cübbeli kendi halinde bir cemaatin bünyesinde yetişmiş bir insan . içinde bulunduğumuz hali o mu oluşturdu da sen bütün hıncını ona kusuyorsun."
CEVAP: Asıl tehlikesi de buradan geliyor. Sarığı, sakalı, cübbesi kitlelerin bilincine kazınan "ideal, mübarek müslüman" şeklinde; dili yumuşak ve esprili. İnsanlar güle oynaya cehaletin, hurafenin, israiliyatın, sidiğin, kanın, dışkının gayya kuyusuna sürüler halinde atlıyorlar. Şahsından ziyade temsil ettiği misyon çok önemli. Güldüren Cübbeli Ahmet'in bir diğer versiyornu da Ağlatan Fehullah'tır. İkisinin şerrinden de Allah'a sığınıyorum.
4- CEVAP: Bu saatten sonra ne Erbakan, ne Milli Görüş, ne falan ne filan umrumda değil. Alemlerin yegane Efendisi olan Allah'a gece gündüz dua ediyor, bana hidayet etmesini, hidayetimi artırmasını, hakkı hak bilip, hakka teslim olmamı nasip etmesini diliyorum. Cübbeli konusundaki videoyu ve mesajımı senden sonra Milli Gazete'nin genel yayın yönetmeni Mustafa Kurdaş'a da gönderdim ve Milli Görüşün ve Milli Gazete'nin bu adamla olan münasebetini yeniden gözden geçirmesini kardeşane tavsiye ettim.
5- "sen cübbeliyi boşver memleketin asıl problemi siyasal islamcıların dinden yavaş yavaş çıkıyor oluşudur."
CEVAP: Evet bu konuda seninle hemfikirim. Ama bu durum inşaallah bir "dinden çıkış" değil, Kur'an'ın ve İslam'ın asli şekilde anlaşılmasına vesile olur. Dinden uzaklaşma konusunu grupta İslamcılık tartışmaları yapılırken bir yazımda üstü kapalı olarak paylaştım. Ama ya anlaşılmadı, ya da anlamazlıktan gelindi. Bu topluma Din diye İslam diye sunulan şeyler karşısında düşünen, akleden insanlara ya dini terketmek, ya aklını terketmek ya da "münafık" olmak dışında bir seçenek kalmıyor. Sidik içerek, gavsın eteğini öperek cennete kapağı atacağını hayal eden beyinsizlere zaten söylenecek söz yok. Sidiğini içen insanlara cenneti garanti eden bir peygamberin tebliğ ettiği dine sen inanır mısın Önder?
6- "son cimlende alemlerin efendisi allahtır gibi bir şey var. alemlerin efendisi allah değildir. allah alemlerin yaratıcısıdır. efendi sıfatı allah hakkında kullanılmaz."
CEVAP: O cümleyi özellikle kullandım. 
"Elhamdu li(A)llâhi rabbi-l’âlemîn(e)" (Fatiha-1). Arapça: RAB, İngilizce: LORD, Yunanca: EFENDİ. Her üçü de Allah, Tanrı, Hüküm ve İdare Sahibi anlamındadır. Peygamberi "Alemlerin Efendisi" ilan eden şeytanın velileri, kendilerini de o efendinin varisi olarak bu dünyanın ve insanlığın efendisi yaparak, şeytani düzenlerini pekiştirmektedirler. Peygamber, Allah'ın kulu ve elçisidir. 
SONUÇ: Allah şahit ki, hakikati öğrenmek ve ona teslim olmak dışında bir niyetim ve gayretim yoktur. Rabbim olan Allah'tan bana hidayet etmesini ve gerçeği göstermesini diliyorum.
Selam ve muhabbetle.

 CEVAP 2 ; 
''bevl''in içilmesiyle alakalı rivayetler 2 sahabi hakkında nakledilmekte . ve içilmesi su olduğu zannıyla gerçekleşmiş. bu çerçevede rivayet açısından peygamberimizin bevli için diye bir emri vs yoktur. sufiyyenin akılları sıra allah rasulunu mubarek kılmak kasdıyla bazıları cubbeli gibi ifadelerle olayı nakledip senin gibi insanların gayreti medeniyyesini harekete geçiriyorlar. . olayın dini ilimler açısından yeri bu kadardır. 
peygamberimizin hacamattan sonra kanını uygun bir yere gömmesi için bir çocuğa vermesi de sabittir. o da döküp üstünü toprakla örteceğine kanı içmiş. efendimiz ona emrettiği şeyi uygulayıp uygulamadığını sorduğunda yalan söylemeyip bir hastalığı olduğunu sen alemlere rahmet olarak gönderildiğinden belki vucudunun bir parçasını içersem şifa bulurum diye düşünüp içtiğini söylemiş. 
bu iki rivayet dışında efendimizden başka rivayet yok. 

bunlar sened ilmi açısından makbul senedlerle naklediliyorlar. 
beşer kanı namaza mani abdesti bozan necis hükmündedir. beşerin vucut ifrazatının necis olarak anılması tamamen dini nitelemedir. mesela meni de vucud ifrazatındandır. tükürükte öyledir. sümük te . sümük şeri açıdan necis değildir. sadece müneffir olabilir. insan sümüklü mendille namaz kılabilir. kadın sütü vucud ifrazatındandır ama necis değildir. gibi...

peygamberimizin bevl için kan için tarzı emir ifade vs i yönlendirmesi yoktur. bu iç sıkıntısı veren ifadeler zamanımız insanlaerından cübbeliye aittir.
olayı meşreple anlatınca sıkıntı oluşturuyor gerçekten...
allah alemlerin efendisi olmakla vasfedilmez. allahın sıfatları nasla bilinir . allahın kendisini vasfetmediği birşeyle vasfedilmesi haramdır. bu nun delili ve’’ lillahil meselul a'la’’ ayetidir.
yani allah sıfatların en yüceleriyle vasfedilir.
alemlerin efendisi ifadesi ni kullanmamalısın , derim.
allahı sevdiğinden ve müslümanlara şefkatli olduğundan endişe etmiyorum

en azından bu yazdıkların sebebiyle böyle birşey düşünmedim hiç . 
ben sadece cübbeli varyasyonu insanların söylemlerinin avamvariliğinden dolayı usluptaki köylülük sebebiyle bazı konularda söyleyebilecekleri aslı doğru sözlere ''uslup sebebiyle '' hemen hucum etmemeye çalış demek istedim.


 Mehmet B.
1) Cübbeli, anlatımında idrar ve kan içen kişileri peygamberin müjdelediğini söylüyor. a) Müjdeleyici ifadeler hadislerde geçmiyor mu? b) Hadislerde geçiyorsa bunu nasıl tevil ediyorsunuz?
2) Hac/78'de geçen هُوَ مَوْلَاكُمْ ۖ فَنِعْمَ الْمَوْلَىٰ وَنِعْمَ النَّصِيرُ 1 "mevla" kelimesi bazı meallerde "efendi" şeklinde verilmiş. (Muhammed Esed, Abdullah Parlıyan, Suat Yıldırım "efendi" şeklinde; Diyanet İşleri (yeni), Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirme), Süleyman Ateş ve Edip Yüksel: "sahip" ve "yardımcı" şeklinde çevirmiş). Bu konudaki düşüncelerin neler? 
Selam ve muhabbetle.


CEVAP 3 ; 
şimdi ne söylesem ucu cübbeliyi aşağılamaya varacak , ben de aşağılayıcı ifadelerle eleştirmek istemiyorum aslında. 
-en başta ifade etmek istediğim de buydu. bir şeyi bir şekilde ve uslupla anlatırsan itici olur. uygun uslupla anlatırsan bilgilendirici olur. 
-efendimizin bevli için diye bir emri yokken , iması bile yokken sahabei kiram efendimizin bevlini büyük abdestini şifa diye yiyor ve içiyorlardı şeklinde bir başlık atıp bir de buna sahabe nakillerinden delil öne sürmek var. 
bir de aynı olayı naslarda geldiği üzere nakletmek var. konuyla alakalı 2 olay var .bu olayın nakillerinde çok sayıda versiyon var. bu nakillere anlamlandırmalar yapan insanlar var. 
-nakillerde bevli içen sahabi hanım su zannederek içmiş bu açık ve net. efendimiz ona gülümsemiş onu yoksa içtinmi diye sormuş. ve bu olayın başka tekrarı yok. 
diğeri hacamat kanının dökülmesi için görevlendirilen genç bir sahabi kanı dökmeyip içmiş . kendiliğinden yaptığı birşey. tekrarı yok... 
büyük abdestinin birisi tarafından yenilmesi rivayeti de var . senedi çok zayıf. Önce doğru nakledildiği isbat olmalıki üzerinde söz söylemeye mecal olsun.
şimdi zühd ve takva ile alakalı bir disiplin olan tasavvufun 1000 kusur sene önce vefat etmiş efendimizin bevlini , kanını yemek ya da içmekle emretmesi gibi bir emir nakil ya da ibadet tarzı ya da nefsi emmareden kurtulma tarzı bir allahın kulu tarafından öngörülmemiş. ... durum bu iken, ne dediğini ve niye dediğini çok fazla değerlendirmediğini düşündüğüm birinin ben bu konuyu iddia ediyorum böyledir diye başlayıp, bevl içmeyi ve kan içmeyi dini hale getirmesini ben ancak onun kafasının ve din algılamasının çarpıklığına ve tutarsızlığına yorarım.


 CEVAP 4 ; 
-bana göre durum şudur.
efendimizin bevlini yanlışlıkla içmiş birisine efendimiz bevl sana zarar vermesin inşallah diye dua etmiştir. ve mucize olarak bevl ona zarar vermemiştir. aynı şekilde peygamberimize sevgisinden dolayı gönlü kanını dökmeye kıyamayan genç sahabiye verdiği görev kanı ayak altı olmayan bir yere gömmek iken içmesi sebebiyle başına sıkıntı gelmesin diye dua etmiştir. 

-yani efendimizin bevli ve kanı şifalıdır denilmesi cübbelinin işgüzarlığıdır. efendimizin böyle bi r ifadesi yoktur. emri yoktur. ve efendimiz 1 defa değil onlarca defa hacamat olmuştur ve kanı toprağa gömülmüştür. binlerce defa küçük ve büyük abdestini yapmış yine onlar da toprağa gömülmüştür. şifa efendimizin duası ile allah tarafından lutfedilir. şafi yalnızca allahtır. 

- ve allah yine efendimizin ifadeleriyle necis şeylerle tedavi olmayı yasaklamıştır. efendimiz bevl kan ve buyuk abdestin necis olduğunu ifade etmişlerdir. bu necaset namaza mani necaset türündendir. efendimizin kendi bevli ,kanı ve buyuk abdestinin de aynı hukumde olduğunu onun bunlara uyguladığı taharetlenme adabından zaten anlıyoruz .

ama efendimiz alemlere rahnettir diye düşünen ve bu sebeple de acaba ona özel olarak onun bevli necis olmayabilir şeklinde tereddüt edenler , bunu isbat durumundadırlar.

hiçbir şekilde efendimizin kendine özel olarak bedeninin ürünlerinin necis olmadığına dair bir ifadesi yoktur. örneğin bevl bulaşmasından sakındığını ifade eden rivayetler vardır. gusul abdesti aldığına dair de çok rivayet var. elbisesine bulaşan meni hakkında sözü şudur , '' su ile yıkamak temizlik için yeterli olur. kurumuş meni nin su bulunamadığında ovularak kumaştan uzaklaştırılması da necasetin izalesi manasına gelir örneğin...


CEVAP 5 ; 
allah hakkında alemlerin efendisi denilmez;

huve mevlakum ayetinde ki mevla rabbiniz esas anlamlı olan bir kelimedir. 
mevlanın arap lugatındaki kullanmımları arasında seyyid , yani turkçesi efendi olarak tercüme edilebilecek manası da vardır. 
kuran kelimeleri tercüme edilirken dilsel manalarını vermek dil incelemesi sebebiyledir. sonra kuranın bir ayeti olarak mana verildiğinde kuranda ve sahih sünnette geçen ve ayetle ve sahih hadisle sabit değerler doğrultusunda tercüme ve tefsir yapılır. 
-bunu dikkate almayan mütercimler çok vardır. ve dikkatle konu irdelendiğinde bu yanlışlar ortaya çıkıvermektedir. 
-allaha 'seyyidul alemin' denilmez çünkü bu ifade kuran ya da sünnette allaha nisbet edilmiş bir isim ya da sıfat değildir. 
-allaha seyyidul alemin denmez, çünkü allah alemin varlık türünden değildir. alem tamamıonun mahluku olan varlar bütününün adıdır. ama allaha rabbu'l alemin denir. ,bedius semevat velr ard , eşşiz sekilde alemi vareden ve var tutan manasına... ,mucidul alem denilir , mucid halik ın eş anlamlısı olduğundan dolayı... 
-seyyid aynı tür den varlıkların arasında ön plana çıkan önder ve yönlendirici nitelikli olana denir. halbuki allahın varlığı ondan başka herşeyden farklıdır.